21 Ağustos 2013 Çarşamba

2-kis adasi

sabah epey erkenden tahran mihrabad(mehrabad) havaalanina gidiyorum. burada genelde yurtici ucuslar oluyormus. sehrin merkezine daha yakin bir havaalani. iran'da ucus oncesinde sanki otobus bileti alir gibi ucus icin gelmeyen kisilerin biletini kalkisa cok az kala almaniz mumkun. check in islemleri ucusa neredeyse yirmi dakika kala basliyor. ancak ucusum erteleniyor ve bekliyor bekliyorum. salondaki ekranlarda verilen basketbol macini iranli yolcular heyecanla takip ediyorlar. bir saatten fazla bir gecikmeyle sonunda ucaga geciyoruz. biletim zagros isimli bir firmadan. ucusta biskuvi, meyve suyu gibi seylerden olusan bir servis yapiliyor. pek yiyesim gelmiyor. uyuyup kis'e indigimizde gozlerimi aciyorum. adanin havaalani epey kucuk. bagajimiz hemen geliyor. ben sirt cantami yuklenip cikmak uzereyken gorevli beni durduruyor. bir an sasiriyorum. bagaj icin verdikleri kagidi istiyormus. bagaj bana mi ait diye kontrol ediyorlar. bu havaalanlarinda herkese uygulanan rutin bir islemmis. beni alacak servisi bulup otele gidiyorum.

ada bir on yil oncesine kadar yabancilarin kadin erkek birlikte girebildigi bir plaja sahipmis. ancak hukumet bunu yasaklamis. nedenini kimse tam olarak bilmiyor. bu karma plaj yasaklaninca yabanci turist icin neredeyse tum cekiciligini yitirmis ada. dubai'ye yakin oldugu icin cevredeki ulkelerden turist geliyor olsa da genelde yerli turist goruyorsunuz. bana da coklukla dubai'den mi geldin diye sordular. anladigim kadariyla dubai'de calisan gocmenler vize surelerini uzatmak icin bu adaya ugruyor. adadan yabancilarla birlikte yasam da gitmis gibi. arabada yuksek sesle muzik dinlemenin bile polislerce hos karsilanmadigini ogreniyorum sonra. yabanci olmadigi icin ingilizce bilen de yok. benim otelde turlarla ilgilenen gorevli adada gordugum kisilerden ingilizceyi en cok bileniydi ama o da soyledigimin yuzde altmisini zor anliyordu. otele yerlesmek icin beklemem gerekiyor. hava acaip nemli oldugundan sokaklarda insan gormek pek mumkun degil. ogle yemegi yemeye karar veriyorum. otelin restorani tavani mavi kumaslarla suslenmis fantastik bir yer. menuye bakip bir kebap istiyorum. kocaman bir kebap geliyor. yaninda da ustu safranli pilav. iran'da pilavlar celo(chelo) ve polov(polo) olmak uzere iki cesit. bana gelen uzun pirincten yapilan ve yagi az olan polov.

kis adasi menu

adanin topragi tarima uygun olmadigi icin yiyecek seyler disaridan geliyor. ancak iran'da kaldigim sure boyunca en guzel restoran pilavini ve garnituru benim uc yildizli otelinkinde yedim. resimden goreceginiz uzere kebabin yanina limon da veriyorlar. ancak o salata icin degil kebaba sikmak ya da yemekten sonra icini dislemeniz icin. eksi ve safran iran sofrasinin vazgecilmezi. 

ertesi gun once plaja sonra sehir turuna gitmeye karar veriyorum. kis'te taksiler beyaz renkli ve iran'in diger sehirlerinin aksine taksimetre ile calisiyorlar. hemen hemen hepsinde klima hep acik. adada kadinlar icin(plaj banuvan) ve erkekler icin olmak uzere iki plaj mevcut. oteller sahilde degil o nedenle kumsallar alabildigine bos ancak insanlarin resmi plaj alani disinda denize girmesi istenmiyor. kadinlar plajinda kimse ingilizce bilmiyor. cat pat farscamla islerimi halletmeye calisiyorum. ustelik plaja saat ikiden sonra girmek biraz zor. bes olmadan da kapaniyor. sahile kamera ozellikli bir telefonla girmek bile mumkun degil cunku girerken cantalariniz araniyor. herkes bikinili girdigi icin telefonu bir yerinize sokusturmak da imkansiz. sonunda fars korfezinin sularina atabiliyorum kendimi. kumlar gercekten cok sicak olmasina ragmen denizin sicakligi gayet guzel. tuz orani cok dusuk. dibini uzun bir mesafeye kadar gordugunuz temiz suda etrafinizda balik suruleriyle yuzuyorsunuz. kucuk baliklar bazen cildirip denizin ustunde sicrarken kolunuza carpabiliyor.

otele gecip tur icin gelecek araci bekliyorum. ilk rotamiz "kariz" isimli bir yer alti sehri. sehir bin yildan fazla bir gecmise sahipmis ama taslarindan bunu anlamak o kadar kolay degil. kis gibi kurak bir adaya yer alti kanallariyla su saglamak icin insa edilmis. gunesi goren avluda kucuk bir kosede uc kisi canli muzik caliyor. buraya kucuk bir muze de yapilmis. yalniz en dikkat cekici seyler iceriyi gezerken gordugunuz taslarin onundeki kocaman klimalar ve namazhane denilen kadin ve erkek ayri modern mescid. yahu burada mescidin isi ne demeyi bir sure sonra birakacaksiniz cunku iran'da kamuya ait alanlar hep namazhane ile dolu. 

 kariz yer alti sehrinin avlusu
ve ici. gordugunuz isik gunes degil aydinlatma.

buradan baska bir tarihi sehre gidecegimiz soyleniyor lakin orasi kapaliymis. bu sefer bir parka eski bir agac gormeye gidiyoruz. bircok koku olan bu agacin adi ne bilmiyorum. 

dallar, kollar, insanlar

ardindan ingilizlerce yapilmis ama son sahipleri yunanlar olan 1966 yilinda kis adasi'nin hemen yakininda karaya oturmus bir daha da kalkmamis gemiyi ziyarete ediyoruz. sahipleri icindeki ise yarar seyleri alip gemiyi orada birakmislar. "keshti yunani" diye bilinen gemi turistlerin ugrak noktasi. etrafinda tekneyle dolasiliyor ancak guvenlik nedeniyle icine girilmesine izin verildigini sanmiyorum. amir naderi'nin 1985 yilinda cekilmis "devende(davandeh)" filmindeki cocuk bu gemide yasiyordu sanki ama filmin nerde cekildigini bulamadim.


47 yildir karada oturan yunan gemisi


adada cekildigini sandigim degil bildigim bir film daha var ki marziye mehmelbaf'in "ruzi ki zen shodem"i. filmdeki uc hikayeden birinde bisiklet yarisi var. burada bir bisiklet parkuru oldugunu biliyorum ve ben de piskilet surmeye karar veriyorum. ada gozume kucuk gorunmus olmali ki 3 saatte bitiririm yaee diye bir bisiklet kiralayip yola cikiyorum. cok iyi bir surucu olmadigim icin bisikletim biraz kisa ve agir. bir saat dolmadan feci yoruluyorum ve suyum bitiyor. ustelik ilerledigim yonde otoyol disinda hicbir sey yok. bari yunan gemisine ulasayim diye pedallara yukleniyorum ama iki dakika sonra balon gibi sonuyorum. nasilsa cevrede bir kulube goruyorum. su icmek umidiyle oraya yoneliyorum. iceride bir guvenlik gorevlisi var. ramazan ayindayiz ve amcamiz oruclu, kendisine iftar sofrasi hazirlamaya calisiyor. bana su verip oturmami isaret ediyor. kotu farscamla yunan gemisine dogru gidecegimi soyluyorum. uzak, gidemezsin diyor. israr ediyorum o da ayni israrla uzak oldugunu soyluyor. haritami cikariyorum ve nerede oldugumu soruyorum. biraz konusunca neredeyse ikna oluyorum. bu arada bisiklete ne oldu diye disari ciktigimda etrafin kapkaranlik ve isiksiz oldugunu goruyorum. evet bisiklet yolunda isik yok. devam etseydim boku yerdim diye geciriyorum icimden. kuzu kuzu klimali ve sulu klubeye donuyorum. amca bana cay ikram edip ingilizce bilen bir gorevli aramis. ben anlamadigim icin bisiklet kiraladigim adami aradim ve onu beklemeye basladim. ingilizce bilen gorevli geliyor ve benimle ilgileniyor. burasi su kaplumbagalarinin yumurtladigi bir alanmis ve koruma altindaymis. o yuzden alandaki sahil boyunca isik da yokmus. biz konusurken bisikletci de geliyor ve bisikletle beni aliyor. insanlarin bisikleti sehir merkezine dogru eglenmek icin surdugunu buralara pek kimsenin gelmedigini soyluyor biraz gec de olsa. ben de hazir arac gelmisken sahibinden beni gunduz gordugum nargileciye birakmasini rica ediyorum. sigara bile icmeyen bisikletci saglikla ilgili ogutler verip beni istedigim yere birakiyor.

"kulube dervis" adindaki nargileci denizin hemen yaninda ama nemden disarida oturmak pek mumkun degil. acliktan geberdigim icin hemen bir sey yemek istiyorum ama kafenin sahibiyle sadece cantamdaki sozlukle konusabiliyoruz. cok zorlamayip bana gosterilen sari soslu tavugu siparis veriyorum. mekanin sahibi tekrar sozlugumu isteyip bir kelime bulmaya calisiyor. meger "ali" yani "cok iyi"dir demek istiyormus tavugu icin. gercekten gelen yemek hic de fena degil. karnimi doyurup nargilemi istiyorum. uzun yillardir farkli yerlerde ve ulkelerde nargile denemis biri olarak diyebilirim ki ictigim en guzel nargile buydu. cayimin yaninda hamurlu bir tatli var. iranlilarin kitlama sekerini degil de bitkiden yapilan bu sari sekerleri cok seviyorum. yemeklerin fotografini cekerken biraz utandigim icin yine hizlica kotu bir foto alip nargileme donuyorum.

kulube dervis servis

ertesi gun sahilde at binmeye gidiyorum. at binmenin zamani gunesin batisini gormek uzere ayarlanmis. turistik olmasina ragmen binme suresi cok kisa degil. atimin adi shuku. biraz nazli. "rikab shuku" diye on kere durtmemize ragmen sadece birine tepki veriyor. eglenip ertesi sabah ayrilmak uzere otelime donuyorum. kis adasi kucuk ceylanlarla dolu ve begonvil cicekleriyle suslu ve aklimda oyle kaliyor.

begonviller













6 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. merhaba - yazınızı bulunca çok sevindim , çünkü internette neredeyse kiş adası hakkında hiç bir bilgi yok sayılır , Şubat ayında dubai ve iran turu yapmak istiyoruz eşimle , dubai de 3 gün takılıp aradan havayolu ile kiş adası ve oradan iran anakaraya geçmek düşüncemiz.. Öncelikle kiş adası gidip gezmeye değer mi ? Eşimle birlikte plaja girilemeyeceğimizi belirtmişsiniz, geriye 2 tarihi yer ve bir batık gemi kalıyor anlattığınıza göre , Birde otel ve uçak biletlerinizi nasıl ayarladınız. ben sadece Kish air' i buldum nette dubai - kish , Kish - shiraz arası uçuş yapan onuda sitesi sadece farsca olduğundan işlem yapamadım, Fiyatlara hiç değinmemişiniz. mesala tahran - kish adasını nekadara uçmuştunuz , otel fiyatları neydi , yeme içme yine merak ettiğim fiyatlar...daha çok sormak istediğim var umarım yardımcı olursunuz... iyi günler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merhaba,
      subat ayinda dediginize gore yaklasik bir sene sonraya dair bir plandan bahsediyorsunuz sanirim. ben yazida da belirttigim gibi tahran'dan adaya uctum. tum islemleri arkadasimin buldugu bir ajans ayarladi. size de tavsiyem eger gitmeye karar verirseniz dubai'de iken bir ajans ile gorusup paket tur yapin yani ucusu, servisle sizi otele goturmeyi kalinacak oteli falan bir ajans ayarlasin. ben sanirim 250 dolar odedim paket (ucus-kahvaltili otel-servisle alinma vb.) icin. ucak sirketinin adi da zagros idi diye hatirliyorum. cok sicak bi donem oldugu icin benimki ucuza geldi ama sizin de mesafe az oldugu icin pahali olmayacaktir. esinizle ayri denize girmekten zevk almayacaksaniz hic gitmeyin derim. ata binme, yazadigim tarihi yerleri gezme, jet-ski, dalgiclic, vasat alisveris merkezi binalari falan bunlarla vakit gecireceginizi dusunuyorsaniz gidebilirsiniz.

      Sil
  3. Ewt yaklaşık bir sene sonraki plan ama eşim öğretmen olduğu için , gezilerimizi mecburen 15 tatiller ve yaz tatillerine denk getirmek zorunda kalıyoruz. Tur , ajans bunlar bizim tercihimize girmedi hiç , kish içinde gireceğini düşünmüyorum , biz genelde sırt çantamızı alıp gezmekten, keşfetmekten hoşlanıyoruz. Ayrı ayrı plajlardan kastınızı tam olarak anlamak adına , 2 ayrı plajın mesafesi nedir ki ?

    YanıtlaSil
  4. ben de sirt cantasi ile gezen birisiyim ama kish aman aman kesfedeceginiz bir yer degil. ajans size sadece ucak bileti-otel ve otele ulasim ayarlayacaktir, vaktinizi kendiniz sekillendirebilirsiniz. benimki sadece bir tavsiye. erkek plajina gitmedim ama elimdeki haritaya gore yakin sayilmazlar. ancak zaten plajlara gitmek icin taksi kullanmaniz gerecegi ve plajlarin onunde her daim taksi oldugu icin uzaklikla ilgili bir sorun olmayacaktir plaj acisindan.

    YanıtlaSil
  5. Yazdıklarınızdan sonra artık Kish çok cazip gelmedi bana nedense yada işime öyle geldi :) , Özellikle dubai dönüşü bir hayal kırıklığı yaşabileceğimizi düşünmeye başladım. Birçok yerde küçük dubai olarak adlandırılmış , büyüğünden sonra küçüğü çekici gelmeyecek diye korkuyorum..Dubai den direk Shiraz a geçmenin yollarına bakmaya başladım..herşey için teşekkurler...

    YanıtlaSil